En son haberleri Telegram kanalımızda takip edin

Mağdur: "Hocalı soykırımını organize edenler yıllardır Ermenistan yönetimindeler"
Ermenistan"ın Azerbaycan"a karşı askeri saldırısı sonucunda barış ve insanlığa karşı suçlar, savaş suçları, işgal amaclı savaşın hazırlanması ve yürütülmesi, soykırım, savaş yasalarının ve kurallarının ihlali, ayrıca terörizm, terörizmi finanse etme, iktidarı zorla ele geçirme, zorla elde tutma ve diğer çok sayıda suçları işlemekle suçlanan Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşları Arayik Harutyunyan, Arkadi Gukasyan, Bako Saakyan, David İşhanyan, David Babayan, Levon Mnatsakanyan ve diğerleri hakkında açılmış ceza davasının açık mahkeme duruşması 17 Nisan"da devam etti.
Oxu.Az"ın haberine göre, Bakü Askeri Mahkemesi"nde Hakim Zeynal Agayev"in başkanlığında, Cemal Ramazanov ve Anar Rzayev"den oluşan heyet (Yedek Hakim Günel Samedova) tarafından yapılan duruşmada, sanıkların her biri bildiği dilde tercümanla, ayrıca savunmaları için avukatlarla temin edildi.
Duruşmada sanıklar, onların avukatları, mağdurlardan bazıları, onların yasal varisleri ve temsilcileri, ayrıca İddia Makamı savcıları yer aldı.
Hakim Zeynal Agayev, duruşmaya ilk kez katılan mağdurlara yasalarla öngörülen haklarını ve yükümlülüklerini açıkladı.
Önce sanık Arkadi Gukasyan, mahkemenin önceki oturumunda incelenmiş belgelerle ilgili olarak sorgulandı. O, İddia Makamı savcılarının sorularını cevaplarken, Azerbaycanlıların Hankendi"den çıkmaya mecbur edildiğini itiraf etti.
O, Başsavcı Büyük Yardımcısı Vüsal Aliyev"in sorularını cevaplarken, Robert Koçaryan"la 1992"den, Samvel Babayan"la 1993"ten, Murad Petrosyan"la 2000"den sonra tanıştığını söyledi.
Sanık, Halfeliçay üzerindeki köprünün patlatılmasıyla ilgili soruya cevaben bu olayı hatırladığını, ayrıca 1988-1993 yıllarında Ermenistan tarafından bir zamanlar işgal edilen Azerbaycan topraklarında işlenen olayların kahramanlık değil, trajedi olduğunu söyledi.
Arkadi Gukasyan ayrıca 1990 yılı Mart ayının 23"ünden 20"sine geçen gece Ermeni silahlı güçlerinin Kazah"ın Bağanəs Ayrım köyünde katliam yaptıklarını, bu olaylara olumlu bakmanın mümkün olmadığını söyledi. O, sözlerine şunları ekledi: "Bu vahşeti kimin işlediğinden bağımsız olarak, buna iyi bir değerlendirme yapmak doğru değil. Bunu yapabilen insanlar elbette yargılanmalıdır. Burada tutum yalnızca bir şekilde olmalıdır, başka bir değerlendirme olamaz."
Sonra Başsavcılık İddia Makamı Dairesi'nde Şube Müdürü Nesir Bayramov, Azerbaycan"ın Hocalı şehrinin Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgali ve Azerbaycanlılara karşı işlenmiş soykırımla ilgili toplanmış delillerin incelenmesini, mağdurların sorgulanmasını önerdi.
Duruşmada Hocalı soykırımına kadar bölgede Ermeniler tarafından Azerbaycanlılara karşı işlenmiş çok sayıda suç olayları, ayrıca Meşeli köyüne yapılan baskın, sakinlerin katledilmesi, evlerin, dükkânların, araçların, hayvanların yağmalanıp yakılmasıyla ilgili toplanmış belgelerin, delillerin, fotoğraf materyallerinin bir kısmı sunuldu.
Daha sonra Meşeli soykırımıyla ilgili belgeler incelendi. Belgelere göre, 1991 yılı Aralık ayının 23"ünde saat 7 sularında Ermenistan askerleri Meşeli köyüne saldırarak 25 kişiyi öldürdü, evleri yaktı, köyü yağmaladı, ayrıca halkın hayvanlarını çaldılar. Olayla ilgili başlatılmış ceza davası kapsamında aranan Vagif Haçaturyan yakalandı. 2023 yılı Kasım ayının 7"sinde Bakü Askeri Mahkemesi kararıyla o, 15 yıl süreyle hapis cezasına çarptırıldı.
Bundan sonra mağdur kişiler ifade verdi ve İddia Makamı savcılarının, mağdurların temsilcilerinin, ayrıca sanıkların avukatlarının yönelttiği soruları cevapladılar.
Mağdur Elman Mammadov, 1992 yılı Şubat ayının 25"inden 26"sına geçen gece sadece 8-9 saat içinde Ermenistan askerleri tarafından 106'sı kadın, 63'ü çocuk olmakla 613 sivilin katledildiğini bildirdi. O gece Hocalı"da yaşananlar barışa ve insanlığa, insanlığa karşı işlenmiş en zalim suçtu.
O, Hocalı"ya karşı ilk saldırının sadece silahlarla değil, ideolojik hazırlıkla - mitinglerle başladığını bildirdi. Mammadov"un sözlerine göre, bazı kaynaklarda Hocalı aleyhine ilk mitingin 1988 yılı Şubat ayının 13"ünde yapıldığı yazılsa da, olaylar aslında Şubat"ın 12"sinde Esgeran"da başladı.
1988 yılı Eylül ayının 18"inde Hankendi"de yapılan mitingde ise artık açıkça Hocalı"ya saldırı kararı alındı. Onun göre yaklaşık 10 bin insan - sadece miting katılımcıları değil, silahlı ve özel araçlarla donatılmış kişiler - Hocalı"ya doğru yürüdüler.
Mağdur kişi o döneme ait başka bir gerçeği de açıkladı: "Hankendi"de faaliyet gösteren fabrikalardan Azerbaycanlılar sistemli şekilde çıkarılıyordu. Hocalı"dan olan sürücüler, Karabağ İpek Kombinası"nda ve Karşel Kombinası"nda çalışan kadınlar şiddete, işkenceye maruz kalıyorlardı. 70"ten fazla Hocalılı kadın bu kombinalarda en zararlı bölümlerde çalışıyordu. Onların üzerine sıcak su dökülüyor, elleri-ayakları eziliyor, hakarete uğruyorlardı."
Mammadov, Hocalı soykırımına giden sürecin birkaç aşamadan ibaret olduğunu bildirdi. Bunlardan biri de 1991 yılının sonlarında Meşeli köyünün tamamen yakılması ve yaklaşık 30 köy sakininin öldürülmesi oldu.
Elman Mammadov, Meşeli ile birlikte diğer köylerin de peş peşe hedef alındığını belirterek, "Cemilli, Malıbeyli, Kuşçular ve Garadağlı köyleri birbirinden ayrı değil, bir zincirin halkalarıdır. Hocalı soykırımına kadar her adım tam olarak planlanmıştı. Organizatörler ve sürece liderlik edenler zaman içinde Ermenistan"ın siyasi-askeri yönetiminde yer aldılar", dedi.
Mammadov, bu korkunç olayların hepsinin Ermenistan"ın devlet düzeyinde yürüttüğü planlı ve sistemli etnik temizlik politikasının sonucu olduğunu belirtti.
İddia Makamı savcıları Fuad Musayev ve Vusal Abdullayev"in sorularını da cevaplayan mağdur, soykırıma kadar Hocalı'nın sadece saldırılara değil, aynı zamanda abluka şartlarında fiziksel yok edilmeye maruz kaldığını dedi. Mammadov, "1992 yılı Ocak ayının 28"inde son sivil helikopter Ağdam"dan Şuşa"ya uçarken Hankendi üzerinde Ermeniler tarafından vuruldu, sonuçta yaklaşık 50 kişi hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra helikopter uçuşları tamamen durduruldu. Böylece Hocalı tamamen abluka altına girdi, hava yolu da kalmadı", diye söyledi.
Mağdurun sözlerine göre, 1992 yılı Şubat ayının 25"inde akşam saatlerine doğru artık farklı yerlerden Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Hocalı"ya saldırmasıyla ilgili bilgiler gelmeye başladı. O, "Bu sadece bir saldırı değildi, büyük bir askeri operasyondu. Onların teknik ve sayısal üstünlüğü o kadar büyüktü ki, Hocalı"nın az sayıdaki savunma gücü buna karşı koyamazdı. Kuşatma yaklaşık 3 saat sürdü. Gece saat 11"den itibaren şehir ağır topçu ve zırhlı araçlarla ateşe tutuldu. Tüm Hocalı alevler içinde kaldı" dedi.
Mammadov"a göre, direnmek mümkün değildi. Sonuçta şehirden tahliye kararı alındı. Tek çıkış yolu Ağdam yönüydü. Ama Esgeran yolu Ermeni askerlerin kontrolündeydi. Bu yüzden halk orman yollarından ilerlemek zorunda kaldı. Ancak bu da önceden planlanmış bir tuzaktı.
Ermenistan yetkililerinin sonradan dile getirdiği "insani koridor" iddialarına da değinen Elman Memmedov şöyle dedi: "Robert Koçaryan, Serj Sarkisyan, Balasanyan, Seyran Ohanyan - bu savaş suçluları sonradan kendileri dediler ki, güya 'insani koridor' açmışlardı. O koridor yoktu. Bu, halkı tuzağa düşürmek için hazırlanmış bir 'ölüm bölgesi'ydi. Esgeran ile Ağdam arasındaki tepelerde zırhlı araçlar yerleştirilmişti. Amaç belliydi - Hocalı"dan kimse sağ çıkmasın ki bu vahşiliklerden kimse bahsedemesin."
Mağdur Kübra Memmedova ifadesinde belirtti ki, Hocalı işgal edildiğinde o, iki buçuk yaşındaydı. Ablasının anlattığına göre, Hocalı her taraftan ateş altına alındı. Evden çıkarken annesi onu, babası ise ablasını sırtına bağlamıştı. O gece babası kurşunla vurularak şehit oldu. Babasının sırtına bağladığı ablası Hayale kaçarken vuruldu ve hayatını kaybetti. Ardından kurşun annesine isabet etti. Annesi yere çöküp onu sırtından çözerek yanına koydu ve sonra kendisi de yere yığıldı. Ablası Hatire onu almak istedi, ama ona da kurşun isabet ettiğinden yaralandı ve bayıldı. Mağdur ifade etti ki, yaklaşık 3 gün orada annesinin koynunda donmuş şekilde ölmüş zannedilerek alındı ve Ağdam"a götürüldü. Ağdam şehir camisinde yıkanırken üzerine su dökülünce kendine geldi. Daha sonra camideki hemşire onu evine götürerek bir süre yanında baktı. Ardından annesinin onun koynuna koyduğu not sayesinde onu arayan akrabalarına verildi. Faciadan sonra ablası Hayale, amcası Elman, annesi ve 9 gün sonra da babası Ağdam Şehitler Hiyabanı"nda defnedildi. Ermeniler babasının cesedine işkence ederek başının derisini yüzdüler.
Mağdur Fitat Mammadova ifadesinde, o gece Hocalı"nın her taraftan çeşitli silahlarla ateş altında kaldığını anlattı. Şehirden çıkarak Gargar çayını geçip Ketik Ormanı'na gittiler. Ormana girerken Ermeniler grubuna ateş açtı. O sırada yakında patlayan bir havan topunun şarapneli oğlu Gündüz"e isabet etti ve oğlu kucağında şehit oldu, kendisi de yaralandı.
Başsavcı Özel Görevler Yardımcısı Tuğay Rehimli ve İddia Makamı Savcısı Terane Memmedova"nın sorularını cevaplarken mağdur, eşi Selim Haşimov'un Hocalı"dan çıktıktan sonra Nahçıvanlı köyü yakınlarındaki Kara Kaya denen yerde sağ elinden yaralandığını belirtti. Diğer köylülerle birlikte Ermenistan askerleri tarafından esir alınarak Esgeran"a götürüldü ve orada polis karakolunun hücresinde tutuldu. Annesi Tamaşa Mammadova kardeşi Rasim Memmedov ile birlikte diğer Hocalı sakinleriyle Ketik köyü yönünde giderken Ermenistan askerleri zırhlı araçla yollarını kesti ve kardeşini alnından vurarak öldürdüler. Diğer kardeşi Vasif Mammadov ise esir alınarak Esgeran"a götürüldü. Ermeniler Esgeran Polis Karakolu"nun hücresinde eşi Selim"e işkence ederek onu diri diri kalbini çıkararak öldürdüler.
Kardeşi Vasif"e de işkence ederek kollarını ve bacaklarını kırmış, ardından kurşunlayarak öldürmüşler. Kardeşinin oğlu Zahid"i de yaralı halde yakalayarak daha sonra kurşuna dizdiler.
Mağdur Zöhrab Muradov, Hocalı"nın ilk şehidinin kardeşi Zahid Muradov olduğunu belirtti. Ermeniler "Alazan" tipi füze attılar, biri şehit oldu, diğer kardeşi yaralandı.
Mağdur ifadesinde, Esgeran"da doğalgaz idaresinde çalıştığını söyledi. 1987 yılında Ermeniler onu ve diğer Azerbaycanlıları işten çıkardı, dört aylık maaşlarını da ödemediler. O, Hocalı faciası sırasında Ağdam"da olduğunu belirtti. Şelli köyünde Hocalı"dan kaçanları çıplak ayakla, ince kıyafetlerle, yaralı, donmuş halde, çamur içinde gördüğünü anlattı. Kardeşi Zahid"in, dedesi Ezim"in ve iki çocuğunun Ermeniler tarafından vahşice öldürüldüğünü öğrendiğini belirtti.
Mağdur Azer Cebrayılov ifadesinde Hocalı soykırımı sırasında 8 yaşında olduğunu belirtti ve şöyle dedi: "Biz Şelli"ye ulaşmaya az kalmıştı ki annem şehit oldu. Ben, babam ve kız kardeşim yaralandık."
Mahkemenin bir sonraki duruşması 18 Nisan tarihine tayin edildi.
Ermeni asıllı şahısların savaş cinayetleri işlemekle suçlandığı ceza davasının duruşması yapılıyor.
Oxu.Az, Report'a dayanarak bildiriyor ki, dava Bakü Mahkeme Kompleksi'nde Bakü Askeri Mahkemesi hakimi Zeynal Ağayev'in başkanlığında gerçekleşiyor.
Hatırlatalım ki, önceki duruşmada sanıklar bölümler halinde savcıların sorularını yanıtladılar.
Belirtelim ki, sanıklar Ermenistan devleti ve silahlı kuvvetleri, ayrıca Ermenistan tarafından Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarında kurulan sözde Dağlık Karabağ cumhuriyeti ve onun yasadışı silahlı birlikleri tarafından Azerbaycan'a ve halkına karşı barış ve insanlık karşıtı suçlar, savaş suçları, saldırgan savaş yürütme, soykırım, zorla göç ettirme, zulüm, işkence, askeri yağma ve diğer yasadışı eylemlerle suçlanıyorlar.
Hatırlatalım ki, Ermenistan Cumhuriyeti ve silahlı kuvvetleri, ayrıca Ermenistan'ın kurduğu yasadışı "Dağlık Karabağ cumhuriyeti" ve onun yasadışı silahlı birlikleri tarafından işlenen suçlarla itham edilen 15 kişi - Arkadi Arşaviri (Arşaviroviç) Gukasyan, Arayik Vladimiri (Vladimiroviç) Arutyunyan, Bako Saaki (Saakoviç) Saakyan, Davit Rubeni (Rubenoviç) İşxanyan, Davit Klimi (Klimoviç) Babayan, Lyova Henrixi (Henrixoviç) Mnatsakanyan, Davit Azati (Azatoviç) Manukyan, Garik Grigori (Grigoroviç) Martirosyan, Melikset Vladimiri (Vladimiroviç) Paşayan, Davit Nelsoni (Nelsonoviç) Allahverdiyan, Gurgen Omerosi (Omerosoviç) Stepanyan, Levon Romiki (Romikoviç) Balayan, Madat Arakeli (Arakeloviç) Babayan, Vasili İvani (İvanoviç) Beglaryan ve Erik Roberti (Robertoviç) Gazaryan'a karşı Azerbaycan Cumhuriyeti Ceza Kanunu'nun 100 (saldırgan savaşı planlama, hazırlama, başlatma ve yürütme), 102 (uluslararası koruma altındaki kişilere veya kuruluşlara saldırma), 103 (soykırım), 105 (nüfusu yok etme), 106 (kölelik), 107 (nüfusu sınır dışı etme veya zorla göç ettirme), 109 (zulüm), 110 (insanları zorla kaybetme), 112 (uluslararası hukuk normlarına aykırı özgürlükten mahrum bırakma), 113 (işkence), 114 (ücretli askerlik), 115 (savaş kanunlarını ve geleneklerini ihlal etme), 116 (silahlı çatışma sırasında uluslararası insani hukuk normlarını ihlal etme), 118 (askeri yağma), 120 (kasten adam öldürme), 192 (yasadışı girişimcilik), 214 (terörizm), 214-1 (terörizmi finanse etme), 218 (suç örgütü kurma), 228 (yasadışı olarak silah, parçaları, mühimmat, patlayıcı maddeler ve cihazlar edinme, başkasına verme, satma, saklama, taşıma ve bulundurma), 270-1 (havacılık güvenliğini tehdit eden eylemler), 277 (devlet adamına veya kamu görevlisine suikast), 278 (iktidarı zorla ele geçirme ve zorla tutma, devletin anayasal düzenini zorla değiştirme), 279 (yasalarca öngörülmeyen silahlı birlikler ve gruplar oluşturma) ve diğer maddeleriyle suçlanıyorlar.
"Bakü'de yargılanan ermeni ayrılıkçılar" etiketine göre haberler
- Mahkemede Azerbaycanlılara karşı Ermenistan'ın sistematik etnik temizleme siyaseti ifşa edildi
- Davit İşhanyan'ın eskiden işgalde olan bölgelerde savaş operasyonlarına katılımı kanıtlandı
- Mağdur: "Ermenistan ordusunun askerleri 23 kişiyi gözlerimin önünde diri diri gömdüler"
- Bakü'de Ruben Vardanyan'ın mahkemesinde mağdur kişiler ifade verdiler
- Davit İşhanyan ve kardeşinin Azerbaycanlıların katliamına katılımını kanıtlayan belge incelendi