En son haberleri Telegram kanalımızda takip edin

Bir ilde deprem sonrası tehlike alarmı: Hava kirliliği arttı
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Malatya'da yürütülen yıkım ve enkaz kaldırma çalışmalarında, solunabilir havadaki toz ve partikül madde oranlarının hızla arttığı belirlendi.
Oxu.Az'ın Türkiye Gazetesi'nden aktardığı habere göre, yapılan ölçümler, özellikle asbest içeren alanlarda havadaki lifli toz miktarının Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) belirlediği sınır değerlerin çok üzerinde olduğunu gösterdi.
6 Şubat 2023'te meydana gelen depremler, Malatya'da büyük yıkıma yol açtı. Yıkım sırasında, eski binalarda yaygın olarak kullanılan asbestli malzemelerin havaya karışması, sağlık açısından ciddi riskler oluşturdu. İnönü Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından gerçekleştirilen araştırma, bölgedeki hava kirliliği ve asbestin sağlık üzerindeki etkilerini gözler önüne serdi.
Yıkım işlemleri sırasında havadaki asbest ve toz seviyelerinin tehlikeli boyutlara ulaştığı bildirildi. 9-10 Mayıs 2024 tarihlerinde yapılan ölçümlerde, aktif yıkım alanlarında lifli toz ve asbest konsantrasyonlarının belirgin şekilde arttığı gözlemlendi. Uzmanlar, partikül madde seviyelerinin 2019'da belirlenen sınırları aştığını vurguladı.
Asbestin solunması, kanserojen etkileri nedeniyle ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Uzun süreli maruziyet, asbestozis, plevral plaklar, akciğer kanseri ve mezotelyoma gibi ölümcül hastalıkların gelişimine neden olabiliyor. Bu nedenle, eski binalardaki yıkım süreçlerinde asbest maruziyeti büyük bir tehlike arz ediyor.
Araştırmacılar, yıkım ve enkaz kaldırma işlemleri sırasında havadaki toz ve asbest düzeylerinin azaltılabilmesi için bir dizi güvenlik önlemi önerdi. Bu önlemler arasında, ıslak çalışma yöntemlerinin kullanılması, alanların izolasyonu ve kişisel koruyucu ekipmanların (N95 maske, gözlük, eldiven, tulum) kullanımı yer alıyor. Ayrıca, hava kirliliğinin yüksek olduğu bölgelerde 65 yaş üstü bireyler, çocuklar, gebeler ve kronik hastalığı olan kişilerin bu alanlardan uzak durmaları gerektiği vurgulandı.
Malatya'daki bu araştırma, deprem sonrası yıkım süreçlerinde sağlık önlemlerinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor ve bölgedeki hava kirliliği sorununa daha geniş bir yaklaşım gerektirdiğini gösteriyor.