İstanbul'u sarsan artçı deprem sonrası bilim insanından açıklama

İstanbul'da 23 Nisan'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından dün yaşanan artçı sarsıntıyı değerlendiren yer bilimci Dr. İshak Yılmaz, vatandaşları rahatlatıcı açıklamalarda bulundu.

Oxu.Az'ın A haber'den aktardığı habere göre, Yılmaz, "6 büyüklüğünde bir depremin ardından 5 hatta 5.2 büyüklüğünde artçılar beklenebilir. Enerji boşalımının büyüklüğü göz önüne alındığında, bu artçıların 2 aya kadar sürebileceğini öngörmüştük. Ancak kıyamet senaryolarını andıracak büyük bir depremin yakın zamanda gerçekleşmesi mümkün değil. 23 Nisan depreminden sonra bu hattın doğu kısmında herhangi bir sismik hareketlilik gözlemlemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Kentte korku ve paniğe neden olan 23 Nisan depreminin ardından, dün meydana gelen 4 büyüklüğündeki artçı sarsıntı, İstanbullulara 23 Nisan'ı yeniden hatırlattı. Bu son artçı deprem, şehrin birçok noktasında hissedildi.

Jeoloji Mühendisi Dr. İshak Yılmaz, son yaşanan sarsıntıyla ilgili kapsamlı değerlendirmelerini şöyle:

"Depremin konumu ve derinliği açısından incelediğimizde, bunu 23 Nisan depreminin devamı niteliğinde bir artçı olarak değerlendirebiliriz. Şu an için herhangi bir anormal durum söz konusu değil.

6 büyüklüğündeki bir ana depremin ardından 5 hatta 5.2 büyüklüğünde artçılar yaşanması beklenen bir durumdur. Bu enerji boşalımının büyüklüğünü göz önünde bulundurduğumuzda, artçı sarsıntıların yaklaşık 2 aylık bir süreye yayılabileceğini daha önce belirtmiştik. Şu an için alarm verecek veya özel bir uyarıyı gerektirecek olumsuz bir durum bulunmuyor."

"Büyük deprem yakın zamanda mümkün değil"

Marmara bölgesinde beklenen büyük deprem konusunda uzmanlar arasındaki görüş farklılıklarını da değerlendiren Yılmaz, A haber'e önemli açıklamalarda bulundu:

"Marmara Denizi adeta kapalı bir kutu gibidir ve doğrudan analiz yapma imkanımız oldukça kısıtlı. Geçmiş depremleri yorumlayarak ilerlemek durumundayız, bu nedenle farklı görüşlerin ortaya çıkması son derece doğal. Ancak 1500'lü yıllardan bu yana bölgede çok sayıda deprem meydana geldi. Bu kadar küçük bir coğrafi alanda böylesine büyük depremler yaşandıktan sonra, aynı büyüklükte, kıyamet senaryolarını andıracak bir depremin yakın zamanda gerçekleşmesi pek olası değil. Burada 'yakın zaman' derken 50-100 yıllık bir periyottan söz ediyorum.

Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu bağlamda zaten 1894'te ve 1912'de fay hatlarının büyük bir bölümü kırıldı. 23 Nisan depreminden sonra bu hattın doğu kısmını incelediğimizde herhangi bir sismik hareketlilik gözlemlemiyoruz."