En son haberleri Facebook sayfamızda takip edin
Atalarımız "komşunun köpeği komşuya havlamaz" derdi: Peki İran'da neden böyle olmadı?
Atalarımız ne güzel söylemişler, komşunun köpeği komşuya havlamaz... Ancak bu söz herhalde eski komşular içinmiş. Aksi halde, Azerbaycan'ın güney komşusundan gelen sesleri nasıl açıklayabiliriz ki...
Evet, ataların deyişiyle açıklarsak, güney komşumuz İran'da komşunun değil kendisine, hatta köpeğine bile yakışmayacak durumlar gözlemleniyor. Özellikle mollaların şahsında. Geçen yılın Aralık ayında Erdebil'in cuma imamı Hasan Amuli'nin tuttuğu yoldan şimdi de Kazvin şehrinin cuma imamı Abdülkerim Abedini gidiyor. Ancak bellidir ki, bu yol değil, birilerinin maksatlı şekilde çizdiği bir patikadır.
İran mollaları her şeyi bildiklerini düşünüyorlar, ancak bilmedikleri çok şey var ve bundan habersizler. Amuli, Abedini gibi siyasi fikirler dile getiren siyaset cahilleri haddini bilmiyorlar. Ama atalarımızın onlar için burada da güzel bir sözü var: haddini bilmeyene haddini bildirirler.
Azerbaycan ve Türkiye devletleri, bu iki kardeş ülkenin liderleri hakkında fikir beyan etmek, halkını aşağılamak haddini bilmemektir. Haddini bilmemek ise öncelikle cahilliğin göstergesidir. Bu sadece mollaların değil, mollaların maşası olduğu rejimin de cahilliğidir. Cahillik, bilgisizlik, hadsizlik olmasa, İran siyasetinde neden böyle simalar at koştursun, neden kendilerini siyasetçi sansınlar? Yalnızca cahillik bu insanlara hadlerini unutturabilir ve en hafif haliyle "boyundan büyük" ifadeler kullanmalarına zemin hazırlayabilir. Mollaların konuşması mağaralarda yaşamış ilkel insanların konuşmasına benziyor. Beyin kullanmadan, sadece konuşma yeteneğinin elverdiği saçmalıklarla etrafı zehirliyorsun. Aslında bu tür bilinçsizliğin ürünü olan fikirler, ilkel insanların çıkardığı kesik kesik seslerden bile daha anlamsız ve içgüdüseldir. Bu yüzden bu cahillerin düştüğü bela, insanlığın, medeni toplumun bin yıl gerisinde kalmalarını sağlıyor. Modern dünyadan bin yıl geride olan bir bilinçten ise hiçbir şey beklemeye değmez. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi atalar der ki, haddini bilmeyene haddini bildirirler. Anlamayana söz söylemek boşunadır, belki bu fikirlerin doğrudan muhatabı olan mollalar için de böyledir. Buna rağmen, İran'da bunları anlayacak düşünce sahiplerinin olduğuna inanmalıyız. Sonuçta biz komşuyuz...
Azerbaycan ve Türkiye liderlerine karşı mollaların ağzından saçma fikirlerin dile getirilmesinin arkasında hangi güçlerin durduğu oldukça açıktır. Çünkü mollaların kendi başlarına konuşmalar yapması, kendilerinden siyasi hamleler yapmaya çalışmaları inandırıcı görünmediği gibi, imkansızdır da. En azından onların bu "hamleler" için potansiyellerinin olmadığı gün gibi aşikardır. İran'ın siyasi arenasında mollaların öncelikle bağlı olduğu kişi ise doğal olarak ülkenin dini lideri Ali Hamaney'dir. O zaman soru ortaya çıkıyor, mollalar dini liderden habersiz adım atabilirler mi? Soru retorik.
Sonraki soru ise İran'ın komşuluk adına uygun davranıp davranmayacağıdır. İran'da komşuluk kavramını anlayıp hareket edecek bir güç var mı, yoksa sadece bu hadsizliğe göz yummakla mı yetinecekler? Asıl soru budur.
Benzer soruyu Kazvin mollası Abdülkerim Abedini henüz Amuli'nin yoluna düşmeden önce 7 Ocak'ta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yerel televizyon kanallarına verdiği röportajda doğrudan güney komşumuza yöneltmişti:
"Eyalet mollasının bize karşı nefret tutumuna gelince, bu ilk kez olmuyor. Erdebil şehrinin o mollası defalarca Azerbaycan'a, Azerbaycan halkına karşı aşağılayıcı ifadeler kullandı, bana karşı da. Burada soru şudur ki, onu o göreve atayan kişi buna nasıl yaklaşıyor. O kendi başına gelip orada oturmadı. Onu kimin atadığını çok iyi biliyoruz. Onun tepkisi nedir, bunu destekliyor mu, yoksa değil mi ve Azerbaycan'dan kim özür dileyecek? Özür dileyecekler mi?"
Bu soru retorik değildi, cevabını hala İran'dan bekliyoruz. Mollaların ürettiği ilkel söylem İran'ın komşuluk adına yakışmıyor. Azerbaycan kendi bölgesinde söz sahibi bir devlettir. Bu durumda herhangi bir mollaya haddini göstermek oldukça kolaydır, fakat en iyi cevap onlara arkasından ses çıkardıkları kervanın geçmesini göstermektir.
İran için ise mollalara haddini göstermek öncelikle prestij meselesi olmalıdır. Çünkü İran'ın hırsları, bölgesel güç olma girişimleri, iddiaları karşısında, iki eyalet mollasını susturamamak veya cezalandırmaya gücünün yetmemesi büyük rezillik sayılabilir. Her neyse bekleyelim, görelim...