Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Hocalı Soykırımı'nın 33. yıl dönümü ile ilgili bir açıklama yayımladı

33 yıl önce, 25-26 Şubat gecesi, Ermenistan tarafından masum Azerbaycanlılara karşı, 20. yüzyılın en dehşet verici insanlık suçlarından biri olan Hocalı Soykırımı gerçekleştirildi. Bir gece içinde 63 çocuk, 106 kadın ve 70 yaşlının da dahil olduğu 613 kişinin katledildiği Hocalı Soykırımı'nın 33. yıl dönümünde, bu dehşet verici suçun kurbanlarının aziz hatırasını derin bir hüzünle anıyoruz.

Oxu.Az'ın haberine göre, bu sözler, Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın Hocalı Soykırımı'nın 33. yıl dönümüyle ilgili yayınladığı açıklamada yer aldı.

Açıklamada daha sonra şu ifadelere yer verildi:

"Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı işlediği saldırılar sırasında özellikle Azerbaycanlıların yoğun olarak yaşadığı Bağanis Ayrım, İmarat Gervend, Tuğ, Seleketin, Ahullu, Hocavend, Cemilli, Nebiler, Meşeli, Hasanabad, Kerkicahan, Gaybalı, Malıbeyli, Yuharı ve Aşağı Kuşçular, Karadağlı köylerinde gerçekleştirilen kitlesel soykırımların kronolojisine bakmak, Hocalı Soykırımı'nın Ermenistan'ın Azerbaycanlılara karşı etnik nefret ve hoşgörüsüzlük politikasının ayrılmaz bir parçası olduğunu anlamak için yeterlidir.

Hocalı şehrinin 1991 yılından itibaren kuşatılması, kara yolunun kapatılması ve elektriklerin kesilmesi, 1992 yılı 25-26 Şubat gecesi ise kitlesel olarak ateşe tutulup, eski SSCB'nin 366. motorize alayının desteğiyle Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından masum halka karşı eşi benzeri görülmemiş vahşetlerin işlenmesi, bu soykırımın kasıtlı ve planlı şekilde gerçekleştirildiğini, özünde bir soykırım olduğunu kanıtlamaktadır. Hocalı Soykırımı sırasında 8 aile tamamen yok edildi, 130 çocuk bir ebeveynini, 25 çocuk ise her iki ebeveynini kaybetti, 68 kadın ve 26 çocuk dahil olmak üzere toplam 1275 kişi esir alındı.

Hocalı Soykırımı sırasında sivil halkın özel bir acımasızlıkla katledilmesi, onlara karşı gösterilen insanlık dışı muamele, işkenceler, öldürülen insanların cesetlerinin aşağılanması gibi unsurlar, uluslararası insani hukuk, insan hakları hukuku ve bu alanda mevcut uluslararası sözleşmelerle, soykırım suçlarının önlenmesi ve cezalandırılması hakkındaki Sözleşme, İşkencelere ve diğer zalimane, insanlık dışı veya onuru zedeleyici muamele ve cezalarla ilgili Sözleşme, Irk Ayrımcılığının tüm biçimlerinin ortadan kaldırılması hakkında uluslararası Sözleşmelere aykırı olup, uluslararası hukuki sorumluluk doğurmaktadır.

Hocalı suçlularının itirafları, özellikle soykırım tanıkları tarafından kimlikleri tespit edilen Monte Melkonyan'ın Hocalı'nın "stratejik bir hedef olmasının yanı sıra, bir intikam eylemi" olduğunu bildirmesi, soykırımın organizatörlerinden biri olan Ermenistan'ın eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın "Hocalı'da Ermenilerin masum Azerbaycanlılara el kaldırmayacağına dair stereotipi yıkması" ve bu konuda "hiçbir pişmanlık duymadığını" açıklamaları, Hocalı Soykırımı'nın kasıtlı olarak işlendiğini ve soykırım konusunda uluslararası hukuki sorumluluğun Ermenistan tarafına ait olduğunu kanıtlamaktadır.

Uluslararası toplumun Hocalı Soykırımı'na dair mevcut faktör ve delillere kayıtsız kalması, Ermenistan'ın Azerbaycanlılara karşı işlediği savaş suçlarının hem geçmişteki işgal dönemi hem de 44 günlük Vatan Savaşı sırasında özellikle sivil hedeflere yönelik saldırılarla devam etmesine neden oldu.

Vatan Savaşı'nın ardından toprak bütünlüğümüzün, 19-20 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen karşı-terör operasyonları sonucu ise egemenliğimizin yeniden sağlanması, Hocalı'nın kurtarılması, savaş suçlularının hukuki sorumluluğa çekilmesi tarihi bir adaletin tezahürüdür.

Bugün, halkımızın iyileşmeyen yaralarından biri olan Hocalı'da, diğer işgalden kurtarılmış bölgelerde olduğu gibi hayat geri dönüyor, devletimiz ve halkımız soykırım kurbanlarını unutmuyor, onların hatıralarını ebedileştiriyor.

Hocalı Soykırımı'nın 33. yıl dönümünde, facianın günahsız kurbanlarının hatırasını bir kez daha derin saygıyla anıyoruz."