Hikmet Hacıyev: "İlham Aliyev Azerbaycan'ın pozisyonunu açık bir şekilde ifade etti"

Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının sona ermesi, toprak bütünlüğümüzün ve egemenliğimizin tam olarak sağlanmasından sonra küresel gündemde duran konuların ve küresel sorunların çözümüne katkı sağlamak açısından daha geniş kapsamlı ve küresel nitelikli bir dış politika yürütüyor. COP29 da bu bağlamda olan etkinliklerden biridir.

AZERTAC'ın bildirdiğine göre, bu görüşü Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı - Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika Meseleleri Bölümü Müdürü Hikmet Hacıyev, COP29 çerçevesinde 16 Kasım'da Azerbaycan Televizyonu'na yaptığı açıklamada dile getirdi.

Hikmet Hacıyev, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin öncelikle kapsayıcı, adil ve tam şeffaf bir şekilde sonuç odaklı görüşmelere ve COP gündeminde duran, COP29'un özünü oluşturan iklim finansmanı ile ilgili konulara yakından katkı sağlayacağını COP başkanlığını üstlendiği andan itibaren açıkça beyan ettiğini belirtti:

"Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu süreçte Azerbaycan'ın pozisyonunu ve genel olarak iklim diplomasisi ile ilgili ülkemizin bakış açısını konuşmasında açıkça ifade etti. Devlet başkanımızın konuşması dünya medyası, COP'a katılan çok sayıda uzman ve yabancı ülke temsilcileri tarafından büyük ilgi ve takdirle karşılandı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından diğer konularda olduğu gibi, bu konuda da uluslararası toplumla açık ve samimi bir diyalog gerçekleştirildi ki, biz yeşil dönüşüm hakkında sadece genel sözlerle konuşarak iklim sorununu küresel ölçekte çözmüş olmuyoruz. Dünyada ana kirletici faktörler, ülkeler var. COP'u düzenleyen ülkelere yönelik yapılan sahte haber ve propaganda nitelikli kirli kampanyaları, eğilimleri bir kenara bırakarak, ana kirletici faktörlerin ölçeği ve ülkelerin üstlendikleri rol hakkında açık ve samimi konuşmak gerekir. Bu nedenle Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın tezleri yapılan tartışmalarda ana hattı belirleyen yönlerden biridir ve bu, dünyanın mutlak çoğunluğunun fikirleriyle örtüşmekle birlikte, özellikle gelişmekte olan ülkelerin görüşlerini yansıtmaktadır."

"Bir gerçeği dikkate almak gerekir ki, Cumhurbaşkanı'nın tezleri Paris Anlaşması'nın özüne ve felsefesine tamamen uygundur. Paris Anlaşmaları elde edildiğinde ana konsept şöyle konulmuştu ki, burada devletlerin ortak fakat farklılaştırılmış sorumlulukları var. Bu şu anlama geliyor ki, sanayi devriminden başlayarak, dünyada karbon emisyonlarının artmasında özellikle gelişmiş ülkelerin özel sorumluluğu var. Bu nedenle dünyanın bugünkü finansal hedeflerinin belirlenmesinde ve bunun karşılığında katkıların verilmesinde gelişmiş ülkelerden büyük beklentiler var" diye Cumhurbaşkanı Yardımcısı özellikle vurguladı.