En son haberleri WhatsApp kanalımızda takip edin

Jeologlar depremlerin haritasını yeniden çiziyorlar: Eski modeller artık işlemiyor
Deprem denildiğinde çoğumuzun aklına hemen bir çizgi üzerinde kayan deprem kırığı gelir. Sanki yerin alt katında ince bir çizgi boyunca hareket oluşuyor. Ama bilim insanları diyor ki, bu düşünce artık geçmişte kalmalıdır.
Yeni araştırmalar gösteriyor ki, deprem bölgeleri dar çatlaklar değil, yüzlerce metreye kadar uzanan, karmaşık ve hacimli yapılardır. Bu ise demektir ki, depremlere yaklaşım tarzımızı yeniden düşünmeliyiz.
Oxu.Az'ın pravda.ru'dan aktardığı habere göre, bu sonuçlar Amerika Sismoloji Derneği'nin yıllık toplantısında tartışmaya sunuldu. Toplantıda ana soru şöyle oldu: "Kırılma bölgeleri, aslında, ne kadar geniştir?"
Cevap ise beklenenden daha karmaşık çıktı.
Türkiye, Kaliforniya ve diğer sismik bölgelerde yapılan analizler gösterdi ki, bir deprem tek bir kırılmayı değil, birkaç paralel ve dallanmış kırılma hattını kapsayabilir. Başka bir deyişle, bir deprem çok sayıda kırılma hattını "uyandırabilir".
Bu kırılma bölgelerinin genişliği Kaliforniya'da inşaat için yasaklanmış Alquist-Priolo güvenlik koridorları ile karşılaştırılabilir.
Nevada Sismoloji Laboratuvarı'nın genç araştırmacısı Kristi Rou, "Bir deprem geniş bir kırılma ağının büyük bir kısmını harekete geçirebilir" dedi.
Diğer ilginç nokta ise dar, yani sadece 2-10 metre genişliğinde olan kayma bölgeleri ile ilgilidir. Bu bölgeler önce sadece güçlü bir sarsıntının sonucu gibi görünebilir. Ama aslında, bunlar bazen ana depremden sonra sessiz ve sarsıntı olmadan gerçekleşen hareketlerin izleridir. Bu ise demektir ki, geçmiş depremler belki de tamamen farklı şekilde gerçekleşti, önceden düşündüğümüz gibi değil.
Rou, "Eğer 2014 yılında Kaliforniya'nın Napa şehrinde meydana gelen deprem bin yıl önce gerçekleşseydi, biz tüm yer değiştirmeleri tek bir güçlü sarsıntıyla ilişkilendirirdik" diye belirtti.
Araştırma uydulardan elde edilen veriler, saha gözlemleri ve kaya katmanlarındaki deformasyonlar üzerine kurulmuş. Sonuç ise açık: iki boyutlu (2D) modeller artık gerçeği yansıtmıyor.
Bilim adamı, "Kırılma sadece düz bir çizgi değil. Bu, sürtünen, deformasyona uğrayan ve direnç gösteren bir kaya kütlesidir. Ve bu faktörler depremin gücüne ve nasıl hissedileceğine doğrudan etki ediyor", diye sözlerine ekledi.
Bu yeni bakış, sadece gelecek depremlerin tahmin edilmesinde değil, geçmişte meydana gelen depremlerin de nasıl gerçekleştiğini anlamakta büyük rol oynayabilir. Yani bu bulgular hem geçmişe hem de geleceğe ışık tutuyor.